13 Ocak 2013 Pazar
Alex de Souza, yeni kulübü Coritiba’da, 14
Eylül 1977’de kendisinin de doğduğu
Curitiba kentinde yeni hayatına alışmaya,
daha doğrusu 8 yıllık başarılı Türkiye
öyküsünün ardından döndüğü ülkesinde
eski hayatını, çocukluğunu hatırlamaya
çalışıyor. Keyfi yerinde... Ama Türkiye’yi
unutması da imkânsız. Türkiye’de de
kimse onu unutmuş değil. Pek çok
gazeteci bir röportaj koparabilmek, birkaç
hayranı hasret giderebilmek için
peşindeydi ama şimdiye dek birlikte
çektirilen birkaç fotoğraf ve kısa
demeçlerden fazlasını alabilen olmadı. Ve
aylar sonra Alex de Souza, HT Pazar’ın
sorularını yanıtladı. İşte Alex’in,
yaşananlara, yeni hayatına ve Türk
futboluna dair söyledikleri...
Öncelikle durumu özetleyelim:
Fenerbahçe’nin eski kaptanı Alex de
Souza, Teknik Direktör Aykut Kocaman ve
kulüp başkanı Aziz Yıldırım’la yaşadığı
sorunlar nedeniyle kulübünden olaylı
biçimde ayrıldıktan sonra, ilk profesyonel
futbolculuk deneyimini yaşadığı
Brezilya’nın Coritiba takımıyla anlaştı.
Kendisini binlerce futbolsever uğurladı.
Üstelik aralarında Fenerbahçelilerden
fazlası vardı... Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan bizzat kabul edip Türk futboluna
hizmetlerinden dolayı teşekkür etti.
Türkiye’den gözyaşlarıyla ayrılan Alex de
Souza, Breziya’da da yeni takımının
taraftarlarınca gözyaşlarıyla karşılandı.
Rio’da Türkiye Futbol Federasyonu’nun
fuar yüzü oldu ve ülkemizi temsil etti.
Şimdi yeni takımında, kendi ifadesiyle
“kariyerinin en kritik döneminde”. Alex
şimdi yeni kulübünün bulunduğu, 14 Eylül
1977’de kendisinin de doğduğu Curitiba
kentinde yeni hayatına alışmaya, daha
doğrusu 8 yıllık başarılı Türkiye öyküsünün
ardından döndüğü ülkesinde eski hayatını,
çocukluğunu hatırlamaya çalışıyor.
BREZİLYA’NIN EN YAŞANILASI KENTİ
Brezilya’nın 26 eyalet başkenti arasında
rakımı nedeniyle en soğuğu olan
Curitiba’da en son 1975’te kar görülmüş.
Yine de sıcaklığın kışın eksi değerlere
düştüğü oluyor; yazlarıysa 20 derecelerde
seyrediyor. Yani geçen hafta olduğu gibi
soğuk ve karlı günlerin istisna sayılmadığı
İstanbul’dan çok da farklı sayılmaz. Bir
defa havası çok değişken... Yazı var kışı
var. Kışın geldiği de çam benzeri bir ağacın
Pinhão denen tohumları caddelerde
kavrulmuş halde satılmaya başlayınca
anlaşılıyor. Ülkenin güney eyaletindeki
kentte 3milyondan fazla insan yaşıyor. Ve
burası da İstanbul gibi hızla gelişip
değişiyor. Kent, Brezilya’da “Bulvarların
yıldızı” ve “Gülen şehir” gibi sıfatlarla
anılıyor. 19’uncu yüzyılda Alman, İtalyan,
Polonyalı ve Ukraynalı göçmenleri kabul
etmiş; parkları ve binalarıyla 20’nci
yüzyılın başlarında kurulmuş kentin
Avrupalı bir tarafı da var. Zaten ilk şehir
planını da Avrupalılar yapmış. Dahası
Curitiba, 2010’da “Global Sürdürülebilir
Şehir Ödülü”ne layık görülmüş. Ünlü
Amerikan dergisi Reader’s Digest
tarafından da “Brezilya’nın yaşamak için
en iyi büyük kenti” seçilmiş. Kısacası, Alex
de Souza’nın doğduğu kentte keyfi
yerinde... Ama Türkiye’yi unutması da
kolay değil. Ardında bıraktığı Türkiye’de
de kimse onu unutmuş değil.
Pek çok gazeteci bir röportaj
koparabilmek, birkaç hayranı hasret
giderebilmek için peşindeydi ama şimdiye
dek birlikte çektirilen birkaç fotoğraf ve
kısa demeçlerden fazlasını alabilen
olmadı. Ve aylar sonra Alex de Souza, HT
Pazar’ın sorularını mail yoluyla yanıtladı.
Bu röportaj için yardımlarını esirgemeyen
Acun Ilıcalı ve Türkiye’deyken Alex’in
çevirmenliğini yapan, zamanla ilişkileri
kadimbir dostluğa dönüşen Samet Güzel’e
minnettarım. Samet Güzel, yılbaşında
Brezilya’da Alex ve ailesiyle birlikteydi.
Alex’in yanıtlarını Türkçe’ye çeviren de
kendisidir... Ancak Alex’in tüm sorulara
yanıt vermediğini de eklemeliyim; o
sorulardan bir bölümünü röportajın
devamında okuyabilirsiniz. Bazen
yanıtlanmayan sorular da bir şey ifade
edebilir çünkü. Ben, bu durumu
Türkiye’de ardında bıraktığı her şeye karşı
kendini fazlasıyla sorumlu hissetmesine
ve bir gün buraya dönme ihtimaline
bağlıyorum. Dahası, Türk futboluna dair
tespitleri, “Başarısız olan sistemler
üzerinde bile 2-3 sene durulabiliyor.
Bunlar gelişme göstermeye çalışan
kulüpler için eksiklik yaratır ve özellikle
Avrupa’da beklenen sonuçları geciktirir”
gibi sözleri, bana müstakbel bir teknik
direktörün ağzından dökülüyormuş hissi
verdi. İşte Alex’in, yeni hayatına ve Türk
futboluna dair söyledikleri...
‘AYRILIŞ ŞEKLİM GÜZEL DEĞİLDİ’
Türkiye’den ayrılırken ve Brezilya’ya
vardığınızda neler hissettiniz?
Doğruyu söylemek gerekirse birçok
duygunun karışımıydı. Her şeyden önce
ayrılış şeklimin güzel olmadığını
düşünüyorum. Fakat her şey olup
bittikten ve ben ayrıldıktan sonra duygu
yoğunluğu çok fazla oldu.
‘BELKİ DE KARİYERİMİN EN ZOR ETABI’
Böyle bir tepki bekliyor muydunuz?
Açıkçası ben halkın ayrılışıma olan
tepkisinin bu şekilde olacağını
beklemiyordum. Brezilya’ya döndükten
sonra da hayatımda yeni bir etap başladı.
Belki de futbol kariyerimin en zorlu
etabına hazırlanmaya başladım. Her
zaman olduğu gibi elimden gelenin en
iyisini yapmaya çalışıp, diğer dönemler gibi
parlak bir şekilde kariyerimi sonlandırmak
istiyorum.
‘BENİ EN ÇOK ŞAŞIRTAN VE MUTLU
EDEN OLAY...’
Türkiye’de sizin için en şaşırtıcı, en
keyifli, en hayal kırıklığı yaratıcı
olaylar nelerdi?
Aslında bazen ufak şeyler insanı mutlu
edebildiği gibi aynı şekilde mutsuz da
edebiliyor. Ya da dışarıdan bakan insan
için çok büyük görünen ve önemarz eden
bir durumsizin için o kadar önemli
olmayabiliyor. Ama beni en çok şaşırtan
vemutlu eden olay, kontratımı
sonlandırdıktan sonra halkın evime kadar
gelip beni kucaklaması ve havaalanında
binlerce kişinin beni uğurlamasıydı.
Hayatımboyunca o günler aklımdan
çıkmayacak.
haberdesondakika.blogspot.com
‘TEKRAR BREZİLYA’YA ADAPTE
OLUYORUZ’
Brezilya’daki yeni hayatınız nasıl?
Neler yapıyorsunuz? Alışkanlıklarınız
değişti mi?
Her Brezilyalının yaşadığı gibi yaşıyorum.
Son senelerde Brezilya gelişimgösterdi ve
büyüdü. Türkiye’de yaşarken oraya adapte
olduk ve yaşantımızı Türkiye’ye göre
şekillendirdik. Şimdiyse tekrardan
Brezilya’ya adapte oluyoruz. Ben ve
ailemgünlük yaşantının bir Brezilyalıya
sunduklarıyla yaşamaya devam ediyoruz.
‘TRANSFER TEKLİFİNİN KİMDEN
GELDİĞİNE BAĞLI’
Bir Brezilyalı futbolcu herhangi bir
Türk takımından transfer teklifi alsa,
ona ne tavsiye edersiniz? Gitsin mi
Türkiye’ye gitmesin mi? Veya hangi
takıma gitsin?
Elbette söyleyeceklerim transfer teklifini
yapanın hangi kulüp olduğuna göre
değişir. Fakat büyük takımlarda oynamak
her zaman daha caziptir. Genel anlamda
Türk halkının futbola ve futbolcuya bakış
açısı fantastik olduğu için,
söyleyeceklerimgenelde pozitif olacaktır.
efsane
futbolcusu Alex de Souza Habertürk'ün
sorularını ...
"Bu kafayla başarılmaz"
haberpan.com/.../bu-kafayla-
basarilmaz
7 saat önce ... Fenerbahçe'nin efsane
futbolcusu Alex de Souza Habertürk'ün
sorularını yanıtladı, Tarih: 13 Ocak ...
Tüm Haberler: "Bu kafayla
başarılmaz". Haber, Haberler ...
www.tumhaberler.com/haber/
index.pl?...
‘TÜRKİYE'DE BAŞARISIZ SİSTEMLER
ÜZERİNDE DURULUYOR’
Biliyorsunuz, Türk halkı futbolu çok
önemser. Futbola çok yatırımda
yapılır. Ancak bir türlü arzulanan
düzeyde uluslararası başarılar elde
edilemiyor. Türk futbolunda eksik olan
ne?
Türk futbolu ve Türk insanı saha içinde
futbolcunun verdiği kavgaya daha fazla
önemveriyor. Çok iyi oyuncular geliyor
Türkiye’ye. Fakat bazıları kafalarındaki
futbol ortamını bulamadıklarından dolayı
ayrılmak istiyorlar. Başka bir örnek
vermek gerekirse, altyapıya Türkiye’de
fazla önemverilmiyor ve takımların
altyapılarından az sayıda oyuncu çıkıyor.
Ayrıca yeniden takımoluşturulması
aşamasında yeterli özen gösterilmiyor ve
başarısız olan sistemler üzerinde bile 2-3
sene durulabiliyor. Bunlar gelişme
göstermeye çalışan kulüpler için eksiklik
yaratır ve özellikle Avrupa’da beklenen
sonuçları geciktirir.